Bazı şehirlere adımınızı ilk attığınızda bile sizi bir şekilde büyülemeyi başarır. Öyle ki dünyanın dört bir yanından insanlar bu şehirleri doyasıya keşfetmek için günler öncesinden planlar yapar.
Bu yazımızda sizlerle dünyanın en çok turist çeken şehirlerinde tura çıkacağız. Kimi zaman bu şehirlerin gizemli sokaklarında kaybolacak kimi zaman huzuru bulacak kimi zaman ise doğal güzellikleri karşısında mest olacağız. Büyülenmeye hazırsanız vakit kaybetmeden dünyanın en çok turist çeken şehirlerini turlamaya başlıyoruz.
17. yüzyıldan bu yana Avrupa’nın en önemli moda, sanat, gastronomi ve finans şehirlerinden olan Paris, her adımında büyüleyici bir deneyim sunmasıyla seyahat tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Dünyanın en çok turist çeken şehirleri listesinin ilk sırasında yer almayı başaran bu efsane şehirde Eyfel Kulesi’ni görebilir, şirin mi şirin kafelerde Fransız tatlılarıyla damaklarınızı şenlendirebilir, Seine Nehri kenarında yürüyüş yapabilirsiniz.
Her köşesinde mükemmel fotoğraflar yakalayacağınız Paris, kendini flanör/flanöz olarak tanımlayanlar için de mükemmel bir seçenek. Kentte karşınıza her an bir sokak sanatçısı çıkabilir. Sokaklarda gezinirken JR ve Invader’ın duvarlara yaptığı sanat eserlerine veya pétanque oynayan insanlara her an denk gelebilirsiniz. Ayrıca dünyaca ünlü markaları yerinde görebilir, modanın ritmini tutabilirsiniz.
18 milyonluk nüfusa sahip bu metropol, bir yandan modern yapıları bir yandan yüzyıllar öncesinden kalma tapınakları ile turistlerin ilgisini çekiyor. Bangkok hem kalabalık sevenler hem de sakinlik arayanlar için ideal bir yer. Merkezinde hayat epey hareketli olsa da merkezden uzaklaştığınızda doğal yerlerde ve tapınaklarda dinginliğe kavuşabilirsiniz.
Akşamları yiyecek satan ışıklı kamyonetleri, rooftop barları, suyun üzerine kurulan pazarları, Büyük Saray’ı ve Çin Mahallesi ile Bangkok, keşif dolu bir seyahat imkanı sunuyor. Lezzet keşfi yapmak isteyenler ise şehrin birçok noktasında Tayland lezzetlerini deneyebiliyor.
İngiltere’nin kalbi Londra, yüzyıllar öncesinden kalma ihtişamlı yapılarıyla görmeye değer bir şehir. Burada Buckingham Sarayı'ndan British Museum'a, National Gallery'den London Eye'a kadar görülecek çok fazla yer var.
Seyahat sırasında yeni şeyler öğrenmek isteyenler için burası oldukça ideal bir yer. Örneğin bu şehirde Harry Potter’ın çekildiği yerleri gezebilir, sanat galerilerinde ve müzelerde dünyaca ünlü tabloları görebilir, Londra parklarında doğa ile iç içe olabilirsiniz.
Dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden biri olan Dubai, ziyaretçilerine bambaşka bir deneyim vadediyor. Dubai’de çölün kızgın kumlarında maceralı anlar yaşayabilir, paraşütle atlayıp palmiye şeklindeki yapay ada Palm Jumeirah’yı yukarıdan görebilirsiniz.
Dubai, en’lerin şehri olmasıyla da dikkat çekiyor. Dünyanın en yüksek gökdeleni Burc Halife, dünyanın en büyük resim çerçevesi Dubai Gate ve dünyanın en büyük çeşme gösterilerinin yapıldığı Dubai Çeşmesi, bu şehrin görmeye değer mekanları arasında yer alıyor.
Roma’dan bahsederken flanör ve flanözler için bir cennet desek yeridir. Her köşesi sanat kokan şehirde Kolezyum, San Pietro Bazilikası, Trevi Çeşmesi, Sistina Şapeli, Vatikan Müzesi gibi keşfetmeye değer birçok tarihi yapı var.
Gerek eski yapıları gerekse ara sokaklarındaki alt kültürleriyle dikkat çeken Roma, bir gidenin bir daha gitmek isteyeceği kadar güzel bir şehir. Bu şehir, aşina olduğumuz İtalyan lezzetlerin en iyi versiyonunu denemek için de ideal. Fettuccine alfredo, tiramisu, gelato, pizza gibi yiyeceklerin orijinalini denemek için bile Roma’ya gidebilirsiniz.
ABD’nin en kalabalık şehri New York; Özgürlük Heykeli, Empire State Binası, Times Square, Manhattan Skyline gibi pek çok yapısı ile modern şehirleri gezmeyi sevenlere hitap eden bir yer. Ayrıca devasa büyüklükteki Central Park’ı, Brooklyn Köprüsü de buraya gidenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden. Muhteşem deniz manzaraları üzerinde yükselen gökdelenler, turistlerin en çok ilgisini çeken destinasyonlar arasında yer alıyor.
Dünyanın en çok turist çeken şehirleri arasında Türkiye’den de bir şehir bulunuyor. Geçtiğimiz yıl 14 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan megakent; tarihi yapıları, Boğaz’ı, Türk mutfağının iz bırakan lezzetleri ve kültür-sanat aktiviteleri ile cezbediyor.
Taksim’den Kadıköy’e, tarihi yarımadadan Bebek’e kadar birçok destinasyon, turistlerin ilgisini çekiyor. İstanbul’da hem büyük bir kültürel mirasın olması hem de her adımında büyüleyici bir detayın bulunması, bu şehri cazip kılıyor. Üzerine şiirler, şarkılar yazılan yedi tepeli şehir, birçok turistin tekrar tekrar gelmek istediği lokasyonlar arasında bulunuyor.
Japonya’nın başkenti Tokyo, Uzak Doğu kültürünü merak edenlerin en sık tercih ettiği şehirlerden biri. Bambaşka bir dünya diyebileceğimiz Tokyo’da Akihabara, İmparatorluk Sarayı, Asakusa ve Ginza Bölgesi'ni görmeden dönmeyin.
Bu ışıltılı şehirde hem Uzak Doğu lezzetlerini tadabilir hem hareketli gece hayatına dahil olabilir hem de tekne turları ile kentte hızlandırılmış bir gezintiye çıkabilirsiniz. Ayrıca kentin işlek caddelerinde Japon yemeklerini tadabilir ve bu kültüre yakın mercekten bakabilirsiniz.
Bir yanda kocaman gökdelenleri, bir yanda mistik tapınakları ile Singapur, oldukça büyüleyici bir şehir. Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinin kültürüne ait izler bulabileceğiniz bu şehirde birçok eğlenceli aktivite var.
Gardens by the Bay'de müzik eşliğinde yapılan ışıklı şovlar, Singapore Universal Studios'taki devasa eğlence parkı, Wave House'ta surf, gece safarisi gibi birçok aktivite, bu adayı tam bir eğlence merkezi haline getiriyor.
Her sene milyonlarca turist çeken Barselona, dünyanın hiçbir yerinde olmayan rengarenk yapılarıyla ilgi görüyor. Bu sanat dolu şehirde en dikkat çeken yer, Art Nouveau akımının İspanya’daki öncü ismi Antoni Gaudi’nin imzasını taşıyan La Sagrada Familia Bazilikası. Şehrin birçok yerinde Gaudi’nin eşsiz eserlerine rastlamak mümkün. Casa Mila, Casa Batllo, Park Güell, Santa Maria del Mar Bazilikası gibi yerler Gaudi’nin eserleri arasında yer alıyor.
Barselona’da yapılacaklar tabii ki bunlarla sınırlı değil. Eğer bir gün yolunuz buraya düşerse kübizmin temellerini atan Pablo Picasso’nun eserlerinin sergilendiği müzeyi ziyaret edebilir, 4 binden fazla eseri tek bir yerde görebilirsiniz. La Rambla Caddesi’nde kentin kalabalıklarına karışabilir, kökeni 14. yüzyıla kadar uzanan Marcet de La Boqueria adlı pazarda alışveriş yapabilir, Barri Gothic bölgesinde bulunan gotik mimarinin en güzel örneklerini keşfedebilirsiniz.
Uzak Doğu kültürüne merak salanların gitmek istediği yerlerden biri de Hong Kong. Bu şehirde devasa büyüklükteki Big Buddha isimli heykelin ihtişamına tanıklık edebilir, Victoria Zirvesi’nde kentin ışıltısını yukarıdan seyredebilir; Tin Hau, Wong Tai Sin, Man Mo gibi tapınakları ziyaret edebilirsiniz.
Disneyland’de ve Ocean Park’ta eğlence dolu anlar yaşayabilir, Ladies Market isimli pazardan yerel ürünler alabilir, Hong Kong Museum of History’de Hong Kong kültürünün izini sürebilirsiniz.
