Floransa Katedrali kompleksinin içinde yer alan bir diğer yapı ise Vaftizhane. Aziz Giovanni Vaftizhanesi diye de bilinen bu yapının tarihi 11. yüzyıla kadar uzanıyor. Floransa’nın en eski yapılarından biri olan Vaftizhane’nin kapıları, turistlerin ilgisini çekiyor.
Floransa rehberimizde olmazsa olmaz lokasyonlardan biri de Santa Croce Bazilikası. Kutsal Haç Kilisesi diye de bilinen bu bazilikada Michelangelo, Machiavelli, Galileo gibi ünlü isimlerin mezarını görebilirsiniz.
Daha önce kendinizi sanat eserinin içinde gibi hissettiren bir yere gittiniz mi? Anlatmaya kelimelerin yetmediği güzellikteki mimarisi, her adımda karşınıza çıkan görkemli heykelleri, Arno Nehri’nin büyüleyici güzelliği ile Floransa, size tam olarak böyle bir deneyim yaşatacak.
Her köşesi adeta bir kartpostaldan çıkmış gibi bir izlenim veren Floransa, keşfetmeye doyamayacağınız bir açık hava müzesi. Sanat kokan şehirde yüzyıllar öncesinden kalma tarihi eserleri görebilir, dünyaca ünlü markaları yerinde görebilir, İtalyan şeflerin özenle hazırladığı benzersiz lezzetler ile tanışabilirsiniz. En iyisi sizi daha fazla merakta bırakmadan Floransa gezi rehberimize hemen başlayalım.
Floransa, köklü tarihi ile dikkat çeken bir şehir. Kuzey İtalya’nın Toskana bölgesinin başkenti olan Floransa, Arno Nehri çevresinde kurulmuş. Tarihiyle, doğal güzellikleriyle hayran bırakan Floransa’da gezilecek yerler nereler, gelin birlikte keşfedelim.
Şehrin simge mekanı Floransa Katedrali ile turumuza başlıyoruz. Giotto'nun Çan Kulesi isimli kulesiyle dikkat çeken Floransa Katedrali, şehrin birçok yerinden görülebiliyor. Rönesans resminin öncüsü Giotto tarafından inşa edilen katedral, 13. yüzyıldan günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış bir yer. Bu eşsiz yapıyı ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Floransa Katedrali’ne gelmişken Giotto’nun Çan Kulesi’ne çıkmadan olmaz. 414 basamaklı kuleye çıkmak yorucu olsa da şehrin eşsiz manzarasını gördüğünüzde yorgunluğunuzu unutacaksınız.
Uffizi kelimesi, İtalyancada ofis kelimesinin çoğulu olarak kullanılıyor. Peki, ofis ile sanat galerisinin ne ilgisi var, dediğinizi duyar gibiyiz. Bu yapı, eskiden Medici ailesi döneminde ofis olarak kullanılıyordu. Buradaki ofisler, bir köprü aracılığıyla yönetim merkezine bağlanıyordu. Sonradan dünyaca ünlü tabloların sergilendiği bir müzeye dönüştü.
Örneğin Venüs'ün Doğuşu, The Annunciation, Raffaello portresi gibi önemli eserler burada ziyaretçiler ile buluşuyor. Uffizi Galerisi, günümüzde hem İtalya’nın en çok ziyaret edilen müzelerinden hem de dünyanın en büyük müzelerinden biri.
Arno Nehri üzerine kurulan Ponte Vecchio isimli köprü, Floransa’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Burada kartpostal gibi fotoğraflar çekebilirsiniz. Köprü üzerindeki dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.
Eğer siz de anıları ölümsüzleştirmeyi seviyorsanız Michelangelo Meydanı’nda Ponte Vecchio’nun en güzel fotoğraflarını çekebilirsiniz. Burası, Floransa'nın kültürel dokusunu soluyabileceğiniz, şehrin pek çok noktasını tek bir yerden görebileceğiniz bir yer. Özellikle vakti kısıtlı olan turistlerin gezi rehberinin ilk sırasına burayı eklemesini öneriyoruz.
Muhteşem avlusuyla göz dolduran Vecchio Sarayı için tam bir şaheser diyebiliriz. Gerek duvardaki süslemeleri gerek ihtişamlı odaları ve gerekse gizli koridorları ile dikkat çeken bu saraya hayranlık duymamak elde değil.
Floransa’nın ne kadar sanat kokulu bir şehir olduğunu söylemiştik, değil mi? Bunun en iyi kanıtlarından biri de Signoria Meydanı.
Palazzo Vecchio’ya gittiğinizde kentin açık hava müzesi diyebileceğimiz Signoria Meydanı’nı görmeden geçmemelisiniz. Buraya geldiğinizde sizi, tüm estetik duruşuyla Michalengelo’nun Davut heykelinin replikası, Neptün çeşmesi ve Neptün heykeli karşılayacak.
Akademi Galerisi, Floransa’nın en önemli noktalarından biri. Bu sanat galerisinde Michelangelo’nun yaptığı Davut heykelinin orijinalini görebilirsiniz. Ayrıca Sandro Botticelli, Andrea del Sarto, Paolo Uccello’ya kadar pek çok sanatçının eserleri de burada ziyaretçileri bekliyor.
Floransa deyince akla ilk gelen şeylerden biri de bir zamanlar bu şehrin yönetimi ve kilisesinde etkin rol oynayan Medici ailesidir. Öyle ki bu aileden Floransa hükümdarları, papalar ve kraliyet mensupları yetişmiştir. İtalyan Rönesansı’nı da etkileyen aileyi daha yakından tanımak için Pitti Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz. Burada Medici ailesinden kalan eşyaları görebilir, Rönesans dönemi hakkında daha kapsamlı bilgiler edinebilirsiniz.
Pitti Sarayı’na kadar gelmişken bu zamana kadar görmediğiniz güzellikteki bu bahçeyi görmeden dönmeyin. Boboli Bahçeleri’nde çok sayıda antik Roma eseri, heykel ve mağara bulunuyor. Adeta bir tablo gibi görünen bu bahçeyi keşfetmek ise ortalama 1 saat sürüyor. Neyse ki burası ağaçların arasında, huzurlu bir ortam sunuyor da bahçeyi gezmek o kadar yorucu olmuyor.
Floransa'nın en öne çıkan yerlerini gezdikten sonra eğer vaktiniz kalırsa Bargello Müzesi'ni de görmenizi öneririz. 13. yüzyılda inşa edilen bu müzede Michelangelo'nun üç adet eseri de sergileniyor.
Floransa tren garından indiğinizde sizi ilk karşılayan yapı, Santa Maria Novella Bazilikası olacak. Tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan bu bazilika, muhteşem süslemeleriyle kendine hayran bırakıyor. Burada Rönesans'ın erken dönem tablolarını ve Gotik dönem eserlerini inceleyebilirsiniz.
Floransa sadece tarihi yapıları ile değil enfes yemekleriyle de birçok turistin sevdiği destinasyonlardan biri. Şimdi de güzel bir lezzet turuna çıkalım ve nerelerde ne yenir, birlikte bakalım.
Geleneksel Floransa yemekleri deyince akla ilk gelen lezzet tabii ki bistecca alla florentina oluyor. Dışı kızarmış, içi az pişmiş dana biftek olarak tarif edebileceğimiz bu yemek, daha çok salata veya zeytinyağında pişirilmiş cannellini fasulyesi ile servis ediliyor.
Bistecca alla Florentina’nın en popüler olduğu restoran Trattoria Za Za. Buranın keyifli ambiyansında Floransa’nın geleneksel lezzeti bistecca alla florentinanın lezzetine varabilirsiniz.
İtalya’nın şırdanı olarak tarif edebileceğimiz bu lezzeti Floransa sokaklarında gezinirken bulmak mümkün. İtalyanların yemek için sıraya girdiği lampredotto, ekmek arasında servis ediliyor. Eğer şırdan seviyorsanız bu lezzeti de beğeneceğinizi düşünüyoruz.
Floransa lezzet rehberimize buranın en ünlü mantarı porçini ve trüf eşliğinde servis edilen bir makarna ile devam ediyoruz. Yine Trattoria Za Za’nın muhteşem ambiyansında bu lezzeti denemenizi öneririz. Ayrıca konu makarna olunca Floransa’nın en çok tercih edilen restoranlarından biri olan Osteria Filetto d'Oro’yu da listenize ekleyebilirsiniz.
Floransa’nın geleneksel lezzetlerinden biri de üzerinde Floransa’nın simgesini taşıyan portakallı kek. Schiacciata alla fiorentina, daha çok festival dönemlerinde yapılıyormuş. O nedenle Floransa deyince akla ilk gelen lezzetlerden biri olarak gösterebiliriz. Bu yumuşacık lezzetin yanına bir cappuccino ne kadar iyi giderdi, değil mi?
Floransa’nın tarihi kafelerinden Caffè Gilli’de bu enfes lezzeti deneyebilirsiniz. Gilli, İsveçli bir aile tarafından Floransa'da yaklaşık 270 yıl önce kurulmuş. Buralara kadar gelmişken bu kafeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
İtalya’nın meşhur badem kurabiyesi cantucci, Floransa’da mutlaka tatmanız gereken lezzetlerden biri. Biscottinin bademli hali olarak da tarif edebileceğimiz bu lezzeti, özellikle Paszkowski Concerto'nun büyülü atmosferinde tatmanızı öneriyoruz.
Avrupa'nın birçok yerindeki sanatçıların buluşma noktası olan Paszkowski Concerto, 1903'te yapılan bir kafe. Bu tarihi kafede Cantucci dışında ricciarelli, cavallucci ve nougat gibi diğer tatlıları da denemenizi öneririz.
İtalya’ya gidenlerin mutlaka tatması gereken lezzetlerden biri gelato yani dondurma. Muhteşem bir gelato yemek istiyorsanız ilk tercihiniz Roma olsun fakat Floransa’da da bu tatlıyı yapan iyi mekanlar var. Gelato yemek için Gelateria Baroncini, Gelateria dei Neri, My Sugar gibi mekanları tercih edebilirsiniz.
Floransa’nın meşhur lezzetleri deyince akla ilk gelenleri yukarıda az da olsa keşfettik. Ancak zengin kültürüyle öne çıkan Floransa’nın lezzetleri bunlarla sınırlı değil. Aşağıda Floransa’nın diğer meşhur lezzetlerine göz atabilirsiniz.
Bayat ekmek, havuç, fasulye ve domates ile yapılan bu doyurucu çorba, bazı restoranlarda et veya sosis ile de hazırlanabiliyor.
Toskana’nın meşhur lezzetlerinden biri olan crostini di fegatini, yine et yemeyi sevenlerin tercih edebileceği bir yiyecek. Peynir, çiğ jambon ve salamdan yapılan mezeye ciğer ezmesi eşlik ediyor. Aperatif olarak tüketilen bu yiyecek, ekmeğin üzerine sürülerek yeniyor.
Likörlü tatlı yemeyi sevenlere hitap eden zuccotto, ağızda dağılan yapısıyla damakları şenlendiren bir lezzet. Ahududu, fındık, krem şanti veya şekerleme ile süslenebiliyor.
Floransa’ya yazın gidenler için iyi bir seçenek pappa al pomodoro… Bu yoğun kıvamlı ve besleyici çorba, soğuk bir şekilde servis ediliyor. Kökeni antik çağlara kadar uzanan pappa al pomodoro; domates, fesleğen, soğan ve artık ekmekle yapılıyor.
Trippa alla fiorentina, işkembenin Floransa'da yapılan versiyonu olarak tarif edebileceğimiz bir yemek. Domates sosu ile pişirilen, patates ve parmesan peyniri ile servis edilen bir yemek. Bazı restoranlarda kereviz, soğan veya havuç ile de hazırlanabiliyor.
Floransa’nın meşhur lezzetlerinden biri de crespelle alla fiorentina. Bu lezzet için geleneksel Floransa kahvaltısının olmazsa olmazlarından biri diyebiliriz. Kısaca krep diye tarif edebileceğimiz crespelle alla fiorentina, ıspanak ve peynirle yapılıyor.
Floransa’dan geriye güzel anılar kalsın istiyorsanız sizi muhteşem hediyelik eşyalar alacağınız alışveriş noktaları ile tanıştırmak istiyoruz. Her zevke uygun ürünler bulabileceğiniz bu yerlerde keyifli bir alışveriş deneyimi yaşayabilir, ayrıca Floransa kültürünü daha yakından keşfedebilirsiniz.
Floransa'da alışveriş yapmak için en ideal noktalardan biri Mercato Centrale. Burası daha çok gıda alışverişi için uygun bir yer. 19. yüzyıl sonlarından kalma bu pazarda hem yöresel ürünleri keşfedebilir hem de kafelerde dinlenebilirsiniz.
Floransa’nın Mercato Centrale’den sonra en popüler pazarlarından biri, Loggia del Mercato Nuovo. 16. yüzyıldan kalma bu pazar, ipek ticareti yapmak için kurulmuş. Günümüzde ise çantadan kıyafete, takılardan şallara kadar birçok eşya satılıyor.
Pazar, tarihi yönüyle de öne çıkıyor. Buraya kadar gelmişken pazardaki Piglet Çeşmesi'nde heykelin ağzına madeni para koyup dilek dilemeyi unutmayın. Eğer paranız heykelin ağzından çeşmeye kolay bir şekilde düşerse dileğiniz gerçek olacak. En azından oranın halkı böyle inanıyor :)
Yazımızın başında buranın muhteşem bir manzaraya sahip olduğunu söylemiştik. Böyle bir manzaraya bir de alışveriş keyfini eklemek için Vecchio Köprüsü iyi bir seçenek olacak. Köprü üzerindeki hediyelik eşya dükkanlarından ve kuyumculardan zevkinize uygun hediyelik eşyaları satın alabilirsiniz.
Eğer lüks kıyafetler almak istiyorsanız sizi en iyi moda tasarımcılarına ait butiklerin sıralandığı Via de’ Tornabuoni’ye bekliyoruz. Dünyaca ünlü markaları bu cadde üzerinde bulabilirsiniz.
Via dei Calzaiuoli ise hemen herkesin bütçesine uygun dükkan bulabileceği bir cadde. Michelozzo ve Donatello gibi sanatçıların atölyelerine de ev sahipliği yapan bu tarihi caddede kıyafet mağazalarını gezebilir, el yapımı aksesuarlar alabilirsiniz.
Floransa'da konaklama için en iyi seçenek; Floransa Katedrali, Opera del Duomo Müzesi gibi birçok gezilecek yere ev sahipliği yapan Duomo Meydanı ve Vecchio Sarayı, ünlü alışveriş caddesi Via dei Calzaiuoli gibi birçok keşfedilecek yerin olduğu Signoria Meydanı’dır. Bu iki meydan, Floransa’yı doya doya keşfetmek isteyenlerin uğrak yerleri arasında.
Duomo ve Signoria Meydanı dışında Santa Maria Novella tarafında kalan otelleri de inceleyebilirsiniz. Santa Maria Novella’da konakladığınızda bazilikaya yakın olabilir, Mercato delle Cascine adlı pazarı görebilir, Stibbert Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Floransa’da turistlerin gittiği yerler daha çok Centro Storico bölgesinde kalıyor. Dolayısıyla burayı yürüyerek gezmeniz, kenti daha dolu dolu keşfetmek açısından daha iyi olacaktır. Ancak kentteki tramvay hatlarını kullanarak ulaşımınızı kolaylaştırmanız da mümkün.
Floransa’da üç adet tramvay hattı bulunuyor. T1 tramvayı, Villa Costanza ile Alamanni Stazione arasındaki 23 dakikalık bir hattı kapsıyor. T2 tramvayı, Peretola Aeroporto ile Unitá arasında sefer yaparken T3 tramvayı, Libertà ile Bagno a Ripoli hattında hizmet veriyor.
Tramvay dışında kullanabileceğiniz bir diğer seçenek ise otobüsler. Duomo Meydanı ve çevresi, Piazza Pitti ve Via Tornabuoni trafiğe kapalı olduğu için buraları yürüyerek gezmenizi öneriyoruz. Ancak Piazza San Marco, Santa Maria Novella taraflarındaysanız otobüsleri kullanabilirsiniz. Tarihi yapıların bulunduğu şehir merkezine C1, C2, C3 ve D hatları üzerinden otobüse binerek ulaşım sağlayabilirsiniz.
Tüm bu alternatiflerin dışında şehri bisikletle de gezebileceğinizi söylemeden geçmeyelim. Centro Storico bölgesinde bisiklet için özel bir yol olmasa da şehrin kenarlarında kurulan parkurları kullanabilirsiniz. Bisiklet kiralamak için “Mille e una bici” adlı programa başvurabilir, saati 5 eurodan başlayan fiyatlarla seyahatinizi çevre dostu hale getirebilirsiniz.
Floransa'da ulaşım, daha çok merkezdeki tarihi yapılar düşünülerek yapılmış, böylece seyahat daha kolay hale getirilmiş. Farklı tip biletlerden size uygun olanı satın alarak toplu taşımadan faydalanabilirsiniz.
Eğer Floransa’yı kısa süreliğine gezecekseniz Firenzecard isimli 72 saat geçerli olan toplu taşıma kartını da satın alabilirsiniz. 85 Euro karşılığında alabileceğiniz bu kartı hem müzelere girişte hem de toplu taşımada kullanabilirsiniz. Fiyatlarda dönemsel değişiklik olabileceğini hatırlatmış olalım, güncel fiyatlar için bu alanda hizmet veren resmi siteleri ziyaret edebilirsiniz.
Floransa, Akdeniz ikliminin hakim olduğu bir şehir olduğu için genel olarak yaz aylarında sıcaktır. Bu yüzden Floransa’yı daha çok haziran ve eylül aylarında ziyaret etmenizi öneriyoruz. Ayrıca ekim, nisan ve mayıs ayları da bu kenti doyasıya keşfetmek için ideal zamanlar.
Temmuz ve ağustos aylarında hava fazlasıyla sıcak olduğu için bu aylarda gitmeniz pek iyi olmayabilir. Ayrıca şehirde açık alanlarda da görülecek pek çok tarihi eser olduğundan kış aylarında seyahat etmek de doğru bir tercih olmayabilir.
Büyüleyici şehir Floransa’yı gezmeye 2 gün yetmez ama yine de kısıtlı vakti olanlar için mini bir rota çıkarmak istedik. Aşağıda 2 günlük gezi planının detaylarını inceleyebilirsiniz.
1. gün sırayla Floransa Duomo, Uffizi Galerisi ve Signoria Meydanı’nı görebilirsiniz. Yemek için ise her bir durakta sizi eşsiz lezzetler bekliyor, sırayla şu mekanlara gidebilirsiniz: Caffè Gilli, Trattoria Za Za, Osteria del Cinghiale Bianco.
2. gün Akademi Galerisi'ni, Mercato Centrale'yi, Palazzo Vecchio'yu, Michelangelo Meydanı'nı görebilirsiniz. Restoran olarak ise sabah La Ménagère ve akşam Trattoria 4 Leoni’yi ziyaret edebilirsiniz. İtalya’nın şaraplarını tatmak için ise Enoteca Pitti Gola e Cantina'yı listenize eklemenizi öneririz.
Tüm bu destinasyonlarda neler keşfedeceğinizi yazının başlarında daha detaylı olarak bulabilirsiniz.
Şimdiden keşif dolu bir Floransa seyahati dileriz :)
